22 Eylül 2011 Perşembe

Kuru Üzümde Fiyat Beklentisi

. 22 Eylül 2011 Perşembe
2 yorum

Son yıllarda ülkemizde yeni yeni yatırım araçları oluşmaya başladı. Altın, Döviz, Faiz, Gayrimenkul derken tarım ürünleri popüler olmaya başladı. Kuru üzüm, kuru incir, pamuk, zeytin ve zeytinyağı, altın çilek....

Artık çiftçimizin yanına doktor, avukat, eczacı, öğretmen, işadamı da eklendi.

Her geçen gün biraz daha kuraklık, her geçen gün biraz daha açlık ve susuzluk artmaktayken tarım ürünlerine olan ilginin her geçen an biraz daha artması hiç de yadırganamaz.

Ülkemiz bir çok üründe dünya devi konumunda olmasına rağmen hem üreticimiz hem de ülkemiz hala daha istediği konuma ulaşamamış durumdadır.

Bütün bu duruma rağmen ülkemizde ürünlerin getirilerini tahmin etmek 4 bilinmeyenli bir matematik sorusu gibidir. Her an her türlü değişim olabilir.

Bütün bu koşullara ilave olarak,

Kuru Üzümde; ülkemizin içine bulunduğu iklimsel ve ekonomik durum, diğer üretici ülkelerin iklimsel ve ekonomik durumu, döviz fiyatları, iç piyasa ve dış piyasada aktif rol alan aktörlerin talepleri, kuru üzüm üretim miktarı, kuru üzümdeki kalıntı durumu, yaş üzüm satışları vb. bir çok faktör fiyatların oluşmasında etken rol oynamaktadır.

Kuru üzüm rekoltesi bu yıl 2010-2011 yılı tahmini rekoltesinin üzerinde açıklandı. Kimine göre doğru kimine göre hatalı olarak belirtilen bu rakamlar adı üstünde tahmindir! Pek çok etmen bu rakamı etkilemektedir.

Yeni ürünün piyasaya çıkmasıyla başlayan süreçte şu ana kadar sabit ve sakin bir seyir izleyen kuru üzümü fiyat olarak ne beklemekte?

Bu yıl piyasaya etki etmesi beklenen etmenler;
· İran üzümü henüz piyasaya girmiş durumda değil ve Ekim ayı ortalarına doğru bekleniyor. Ayrıca İran üzümü kalite ve tat olarak Türk kuru üzümü ayarında değil.
· Çin’de kuraklık nedeni ile bu yıl bir sorun olabileceği beklenmekte.
· Amerikanın alıcı konumunda da satıcı konumunda da durağan olacağı beklenmekte.
· Şili’de bazı bölgelerin şarap üretimine kayması beklendiğinden kuru üzüm üretiminde bir miktar sorun beklenmekte.
· Bu yıl ülkemizde; Temmuz ayının üçüncü çeyreğinden itibaren bölge genelinde yüksek sıcaklık görüldü, bağda özellikle son dönemde görülen kurşuni küf, külleme ve salkım güvesi az miktarda gözlemlendi, sergi süresinde 21 Eylül 2011 tarihine kadar bölgeye yağış düşmedi, bu yıl Mildiyö (pornoz) ve dolu özellikle bazı bölgelerde yoğunlaştı ve tüm bağ alanına aşırı etki etmedi, bu yıl yaş üzüm satışı da gözle görülür bir şekilde geçen yılın altında ayrıca kuru üzümde ülke stoğu geçen yıla göre çok daha az olarak yeni sezona girildi.

Yeni sezonda ilk günler çok satış olmamakla birlikte, sergideki ürünlerin yaklaşık % 60 ının toplanmış olması, üreticinin artık paraya ihtiyacı olması, işletmelerin ve özellikle Alivre satışla dış piyasaya bağlantı yapan işletmelerin üzüme ihtiyaç duyması, kuru üzümün ülke ve dünya ekonomisindeki yerinden dolayı piyasaya yeni ve güçlü aktörlerin girmesi nedenleri ile piyasanın biraz daha hareketlenmesinin beklenmesi yadırganamaz bir gerçektir.

Bütün bu etmenlere ilave olarak bölge üreticisi de hala daha satış eğiliminde değil. Çünkü bölge üreticisi fiyatların daha da çıkacağını beklemekte.

Bütün bu koşullar altında “Kuru Üzüm” fiyatları yükselecek mi yoksa düşecek mi?

Yorum size kalmış.

Bekliyoruz...


B.K.

22.09.2011

Read More »»

12 Ocak 2011 Çarşamba

Tarım Haftası Etkinlikleri

. 12 Ocak 2011 Çarşamba
0 yorum

Çok uzunca bir süre hep şikayet ettim, her türlü oluşumda belli yaşın üstündekilerin oraları parsellemelerinden.
Partilerimizde, derneklerimizde, odalarımızda, vakıflarımızda ve bunlar gibi bir çok oluşumda bizleri saf dışı bırakmalarından, her oluşumu sahiplenmelerinden, bizleri yok görmelerinden…


Üyelik kolaydı bir çok yere. Bir resim, ikametgah, nüfus fotokopisi. Hele bir de giriş parası ile aidatını ödedin mi hiçbir sorun yok. Orası ne yapar ne eder çok önemli değil. Tüzük nedir, yönetmelik nedir, kanun nedir hepsi boş.

Önemli olan birkaç arkadaş edinsin, eğlencelerine gitsin, ara sıra uğrayacak bir kapısı olsun. Zora düşerse de gitsin yardım istesin…


Bizim çok kıymetli Ziraat Mühendisleri Odamız da bu oluşumlardan biri idi. Son dönemlerin ve yakın geleceğin en önemli mesleklerinden olan ve olmaya aday olan Ziraat Mühendislerinin odası.

Canım Türkiye’mizin en çok aşağılanan, en fazla işsizi olan, şirketlerde ikinci sınıf çalışan olarak görülen, bu olmazsa başkasını nasılsa ayarlarım mantığı ile yaklaşılan, sokakları en fazla arşınlayan grup olan, okulu bitirdikten sonra bile en fazla eğitimi alıp en fazla sınava giren, adam çokluğundan dolayı birbirlerini tutmayan, hep ezilen kesim olan Ziraat Mühendislerimizin çok kıymetli odası.

Türkiye’nin en fazla üyesi olan sosyal gruplarından olan Ziraat Mühendisleri Odası…


10-11 Ocak 2011 tarihlerinde İzmir Ziraat Mühendisleri Odası, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve İzmir Peyzaj Mimarları Odasının ortaklaşa düzenledikleri “Türkiye’de Tarım Öğreniminin 165. Yıl Dönümü Etkinlikleri” vardı.

İki gün boyunca o kadar güzel konular vardı ki; Türkiye tarımı ve politikaları, organik tarım, kalıntı ve beslenme. Ülkemiz ve dünya tarımın en önemli konuları.

O kadar güzel de konuşmacılar, katılımcılar ve katılmayancılar vardı ki. Üreticilerimiz, üniversite hocalarımız, firma sahiplerimiz, büyük birlik ve kurumların temsilcileri ve tüketiciler. Ziraat Fakültelerinin orada bulunmayan çok kıymetli öğrencileri (geleceğin Ziraat Mühendisleri), günümüzün orada bulunmayan çok kıymetli genç Ziraat Mühendisleri. Kısaca etkinliklerde bulunan ve bulunmayan bir sürü katılımcı.

Konularının uzmanı ve idarecisi konumunda olan bu özel insanları dinlemeye gelen topu topu 30 kişi. Onlarda daha önceleri bizlere yer vermiyor dediğim, her yeri parsellediler dediğim, mesleklerine aşık çok kıymetli büyüklerim…


Ülkemizin içinde bulunduğu durum, ekonomik ve politik yapı, gençlerin son yirmi yılda apolitize edilmeleri, hiç biri bahane değildir. Birey olmak kadar grup olmak ve o grubun gerekliliklerini yerine getirmek de önemlidir.

Bağımsız, Demokratik, hukuk ilkelerine dayanan, düşünen, gelişimci, ilerici, istikrarlı, öğrenmeye aç, birbirine düşürülemeyen, satınalınamayan, dürüst, insancıl, gözleri sevgi ile dolu, barışçıl, güçlü bir Atatürk Türkiye’sinde yaşamak istiyorsak, ülkemiz vatandaşlarının her biri üzerine düşen görevleri yapmak zorundadır…


Konularının uzmanı ve idarecisi konumunda olan bu özel insanları dinlemeye gelen topu topu 30 kişi. Onlarda daha önceleri bizlere yer vermiyor dediğim, her yeri parsellediler dediğim, mesleklerine aşık çok kıymetli büyüklerim.

Sizlerden hem özür diliyorum hem de sizlere teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.

Bilge KEYKUBAT
Ocak 2011

Read More »»
 

Ziyaretçi Saysı

iletişim