30 Temmuz 2009 Perşembe

Klasik müziği sevmeye ilkokulda başladım

. 30 Temmuz 2009 Perşembe

Sanıyorum ilkokul 3. sınıftım. Babam bir gün eve gelip beni klasik müzik konserine götüreceğini söyledi.

Açıkçası tam olarak klasik müzik kavramını bilmiyordum! Ne demekti klasik müzik? Babam o kadar heyecanla söylemişti ki kesin güzel bir şeydir diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Aydın’da yaşıyorduk. Babamın çocukluğunda bir sürü yazlık sineması, kışlık sineması olan konserlerin, gösterilerin eksik olmadığı ancak benim çocukluğumda ise bir tane yazlık sineması, bir tane de kışlık sineması olan bir yer. Ha bu arada bir de askerlerin ve meraklıların gittiği sex filmlerinin yayınlandığı bir sineması vardı küçük Aydın’ımın.

Her şeye rağmen o zamana göre güzel olan ve her ilde olacağını düşünemediğim bir kapalı spor salonumuz vardı Aydın’ımızın. Ben de küçücük bir çocuk olduğum için gözüme o kadar büyük gelirdi ki sanki salonun içinde kaybolacağımı düşünürdüm. Klasik müzik konseri kapalı spor salonunda olacaktı.

Neyse akşamı zor ettim o gün. Saatler geçmek bilmiyordu. Çocuk aklı işte aklıma bir sürü soru geliyordu; ne giyecektim, nasıl gidecektik, nereye oturacaktık, kimler gelecekti, ertesi gün arkadaşlarıma nasıl anlatacaktım ve bunun gibi bir sürü soru…
Salon çok dolu değildi. Biz orkestranın sağ tarafındaki tirbünlerde oturuyorduk. Ve sonunda konser başladı. Açıkçası kimin eserleri çalındı ve hangi eserler çalındı hiç mi hiç hatırlamıyorum. O geceye ait, benim için gecenin eğlenceli geçmesini sağlayan ve o küçük halimle bir şey anlamama rağmen klasik müziği sevmeme neden olan güzel dakikalardan başka hiçbir şey hatırlamıyorum.

Konser başladıktan bir süre sonra 3-5 kişi yanımıza bir adam geldi. Adam geldikten bir süre sonra etraftakiler adamın yanından uzaklaşmaya başladılar. Bir süre sonra belli oldu adamdan neden uzaklaşıldığı adam sarhoştu. Bir parça bitti herkes kibar kibar alkışlarken yandaki adam ayağa kalktı ve bravo bravo diye avazı çıktığı kadar bağırarak alkışlamaya başladı. Orkestradakiler ve salondakiler adama garip garip bakıyorlardı.

Derken ikinci parça bitti adam gene ayağa kalktı ve bravo diye avazı çıktığı kadar bağırıp alkışlamaya başladı. Orkestradakiler biraz garipsemiş ve ürkmüş bir şekilde adama bakıyorlardı. Açıkçası onların bu bakışları hala gözümün önündedir.

Artık olay alışılmıştı ve her parça sonrasında adam kendini hırpalarcasına bağırıp alkışlıyordu. Bu ne kadar sürdü tam olarak hatırlamıyorum. Konser bitmişti seyirciler ayakta orkestrayı alkışlıyordu. Bizim adam tabi ki gene ayakta deliler gibi bağırarak alkışlıyordu. Seyirciler konser bitti diye salonu boşaltmaya başlamışlardı. Ancak bizim sarhoş amcamız hala daha hırpani bir şekilde orkestrayı alkışlıyordu “Bir daha, bir daha” diye. Birden orkestra şefi bizim sarhoş amcamızla göz göze geldi sonra orkestrayı yerine oturttu ve bir parça daha çalmaya başladı. Herkes şaşırmıştı. Bir süre sonra parça bitti ve orkestra şefi ve diğer müzisyenler bizim sarhoş amcamızın önüne gelerek onu alkışladılar ve elleriyle ona da alkış istediler.

O geceye yönelik tek hatırladığım bu. Ama o gece sayesinde klasik müziği sevmeye başladım. Zaten ertesi gün babama bir “kaset” aldırdım. Böyle ilginçlikler sanırım bazen çok işe yarıyor.

Bilge Keykubat
Temmuz 2009

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Ziyaretçi Saysı

iletişim